DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Amerika Birleşik Devletleri
Yazıcıya hazırla
Obama Afganistanda stratejik anlaşma imzaladı
Peter Symonds
4 Mayıs 2012
İngilizceden çeviri (3 Mayıs 2012)
ABD Başkanı Obama, Çarşamba sabahı erken saatlerde Afganistana yaptığı gizli ziyareti yeni bir başlangıcın; Amerikan birliklerinin çekilmesinin ve on yıldan uzun süren savaşın bittiğinin işareti olarak açıkladı. Gerçekte, bu ziyaret, Washingtonın ülkeyi Orta Asyada sürekli bir operasyon merkezine dönüştürme amacı doğrultusunda, Afganistanda açık uçlu bir ABD askeri varlığına zemin hazırlamıştır.
Obamanın, Osama Bin Ladinin öldürülmesinin yıldönümünde Afganistana yaptığı beklenmedik ziyaret, aynı zamanda, onun seçim kampanyasına yöneliktir. O, bir kez daha Bin Ladinin öldürülmesi emrinin verilmesindeki rolünü göklere çıkartma ve Irak ile Afganistandaki savaşlara başarıyla son vermiş bir önder rolü oynama fırsatını elde etmiştir.
Obama, iki ülke arasında bir "Sürekli Stratejik Ortaklık Anlaşması" imzalamak üzere Afgan Devlet Başkanı Hamid Karzai ile kısa bir buluşma gerçekleştirdi.
ABD birliklerinin önemli bir bölümünün 2014ün sonuna kadar Afganistandan çekilmesi ve güvenlik operasyonlarının sorumluluğunun Afgan ordusuna devredilmesi planlanırken, ABD özel güçleri ve eğitimcileri, görünüşte destekleyici bir rolde en az on yıl orada kalacak.
Bagram askeri üssünde bir konuşma yapan Obama, ABDnin Afganistan içinde sürekli üslere sahip olma peşinde olmadığını açıkladı. Ancak, ABD birliklerinin devam eden varlığıyla birlikte, ABD ordusu 2014ten sonra da Afganistanın tesislerinden yararlanacak. ABD birliklerine ülkenin her yerinde sınırsız faaliyet gösterme hakkı veren şimdiki Güçler Statüsü Anlaşmasının yerine geçecek yeni bir güvenlik anlaşması önümüzdeki on yıl içinde görüşülecek.
Obama, anlaşmanın "iki bağımsız ülke arasında eşit bir ortaklığın" başlangıcına işaret ettiğini iddia etti ama bu anlaşmanın koşulları açıkça ABD tarafından Kabildeki kukla yönetime dayatılmıştır. Karzai ekonomik ve askeri olarak bütünüyle Washingtona bağımlı olmaya devam etmektedir. 2017de 230.000e indirilmeden önce Ekim ayında 352.000 olması gereken Afganistan güvenlik güçleri, neredeyse bütünüyle Washington ile onun müttefikleri tarafından finanse edilecektir.
Ziyaretin zamanlaması, NATOnun savaşçı birliklerinin çekilmesini tartışmak üzere 20 Mayısta Chicagoda toplanacak olan bir NATO toplantısı ile bağlantılıydı. ABDnin, kendi ülkelerinde yaygın bir savaş karşıtlığıyla karşı karşıya olan bir dizi müttefiki, birliklerini 2014ten önce çekeceklerini açıklamış durumda. Obama yönetimi, bu toplantıdan, diğer NATO ülkelerine Afgan güvenlik güçlerini finanse etmeleri ve başka mali yardımları üstlenmeleri için baskı yapmak için yararlanacak.
El Kaidenin yenilgisinin "artık erişilebilir" olduğunu açıklayan Obama, konuşmasında, başlıca amaçlarına ulaşmış olduklarını iddia etti. El Kaidenin gerçek durumu ne olursa olsun, on yıldan fazla süren kanlı yeni-sömürgeci savaş, Taliban ve Hakkani ağı gibi işgal karşıtı güçlere katılmaya hazır askerler ağlayan Afgan halkını canından bezdirmiştir.
Obamanın Afganistandan ayrılmasından birkaç saat sonra, Taliban savaşçıları, Kabildeki Amerikan askeri taşeronları ile savunma personelinin de dahil olduğu yabancılara ev sahipliği yapan sağlam biçimde takviye edilmiş bir yerleşkeye saldırdılar. İntihar bombacıları ana girişi havaya uçuran patlayıcılarını ateşlediler. Çatışma, Afgan güçleri ile özel muhafızlar arkada en az yedi Afganistanlıyı ve bir muhafızı ölü bırakan saldırganları püskürtmeden önce, saatlerce sürdü.
Talibanın sağlam şekilde korunan başkentte sansasyonel saldırılar gerçekleştirebilme kapasitesi, ABD önderliğindeki işgalin zayıf karakterini vurgulamaktadır. Obama gidişatın Taliban direnişinin aleyhine dönmüş olduğunu iddia ederken, çoğu araştırmacı, Karzai yönetiminin, ABD güçlerinin çoğunun ülkeden ayrılmasından sonraki geleceği konusunda kötümser.
Washingtondaki Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezinden (CSIS) Anthony Cordesman, Salı günü yayımladığı bir çalışmasında şunları yazıyor: "Etkili Afgan güçlerini oluşturmada karşılaşılan kapsamlı sorunlar giderek tartışılır bir hal alıyor; isyancılar savaşı sürdürmeye kararlı ve Pakistan ile ilişkiler ileriye yönelik her bir adımın ardından iki adım geri atmak gibi görünüyor."
Cordesman, taktik değişikliklere rağmen, Talibanın ve diğer direnişçilerin yenilgiye uğratılmadığını açıklıyor. Ona göre, şimdiki ABD stratejisi, 2014ten önce " Afganistanın güneyinin ve doğusunun güvenliği sağlamada, neredeyse kesin şekilde başarısız olacak." Cordesman, bu iç açıcı olmayan tablo karşısında, hala Afgan yönetiminin denetiminde olan destek bölgelerde yoğunlaşmayı ve müflisliklerine ve vahşiliklerine rağmen hükümet yanlısı milisleri ve savaş ağalarını desteklemeyi savunuyor.
Obama, dün imzalanmış olan stratejik anlaşmanın "demokratik kurumların güçlenmesine" yardımcı olacağını,, Afgan halkının "gelişmesini ve onurunu arttıracağını" ve insan haklarını koruyacağını iddia etti. Ama bu iddia, Karzai yönetiminin müflis ve otokratik özelliği ile Afgan halkının ezici çoğunluğunun karşı karşıya olduğu toplumsal kriz eliyle yalanlanmaktadır.
On yıldan uzun süren Amerikan işgalinin ardından, Afganistanlıların yüzde 70i günde 2 dolardan az parayla yaşam mücadelesi veriyor. İşsizlik aşırı boyutlara ulaşmış durumda ve ekonominin işgale bağımlı sektörleri gerilediğinde ya da çöktüğünde daha da kötüleşecek. Gıda ürünlerinin fiyatları, kuraklıktan dolayı zirve yapmış durumda. Independent gazetesinde bu yılın başında ye alan bir habere göre, Afganistanda, her yıl 30.000den fazla çocuk, onları zatürre ve ishal gibi hastalıklara açık hale getiren yetersiz beslenmeden dolayı ölmektedir.
Obamanın ABD birliklerini Afganistandan çekmesi, savaşa son vermek bir yana, yeni askeri maceralara hazırlıktır. Libyada Kaddafi yönetimini devirmek için girişilen NATO savaşını Suriyeye yönelik artan müdahale tehditleri izliyor. ABD, aynı zamanda, müttefiki İsrail ile birlikte, İranı bir saldırıyla tehdit ediyor.
Obama yönetimi, bundan daha pervasız şekilde, Çinin etkisini azaltmayı hedefleyen diplomatik/stratejik çabalarının bir parçası olarak, Amerikan ordusunu Asya Pasifik bölgesinde yeniden yoğunlaştırıyor. ABD, Çin ile arasındaki gerilimleri kasten yükselterek, nükleer silah sahibi iki ülke arasında felakete yol açacak bir çatışmaya doğru kayma tehlikesini arttırıyor.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|