Bugün Yeni Olanlar
Haber ve Analiz
Tarih
Sanat Eleştirisi
Polemikler
Bilim
Bildiriler
Röportajlar
Okur Mektupları
Arşiv
DSWS Hakkında
DEUK Hakkında
Yardım
DİĞER DİLLER
İngilizce
Almanca
Fransızca
İtalyanca
İspanyolca
Portekizce
Lehçe
Çekce
Rusça
Sırp-Hırvat dili
Endonezyaca
Singalaca
Tamilce
ANA BAŞLIKLAR
Dünya ekonomik krizi, kapitalizmin başarısızlığı ve sosyalizmin gerekliliği SEP/DSWS/TEUÖ bölgesel konferanslarında kabul edilen karar önergesi
Bush, Türkiyeye Irakta PKKya saldırması için yeşil ışık yaktı Türk-Kürt çatışmasındaki tarihsel ve siyasi sorunlar
Asyada tsunami: neden hiçbir uyarı yapılmadı
Mehring Bookstan yeni bir kitap: Amerikan Demokrasisinin Krizi: 2000 ve 2004 Başkanlık seçimleri
Livio Maitan (1923-2004): eleştirel bir değerlendirme
|
|
DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz : Bölgesel haberler : Avrupa Birliği
Yazıcıya hazırla
Pegida ve Alman politikasındaki sağa kayış
Christoph Dreier
13 Ocak 2015
İngilizceden çeviri (3 Ocak 2015)
Sağcı “Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar” (Pediga) hareketi, başlangıcından itibaren, büyük ölçüde düzen partileri ve medyası tarafından imal edilmiştir. Hükümet yetkilileri, şimdi, bu aşırı sağcı çetelerin seferberliğini, sağa doğru siyasi bir kayışı örgütlemek ve son derece gerici bir programı uygulamak için kullanıyorlar.
Eski İçişleri Bakanı ve şimdi Birlik’in (Hristiyan Demokratik Birlik-Hristiyan Sosyal Birlik, CDU-CSU) Başkan Yardımcısı olan Hans-Peter Friedrich (CSU), haftalık Der Spiegel dergisinin son sayısında, sağcı göstericilere kucak açıyor ve onların programının benimsenmesi çağrısı yapıyor.
Öncelikle, o, ırkçı gösterilerin kökeninde “halkın kültürel kimlik arzusu”nun olduğunu söylüyor. “Geçmişte halkımızın ve ulusumuzun kimlik sorunuyla oldukça az ilgilendik” iddiasında bulunan eski bakan, katılımcıların“meşru soruları” gündeme getirdiğini söylüyor.
Hans-Peter Friedrich, Almanya Başbakanı Angela Merkel’i (CDU) “ana akım kamuoyu yoklamaları ile uyum içinde olmakla” ve muhafazakar değerleri ihmal etmekle suçluyor. O, bu nedenle, sağcı, avro karşıtı parti Almanya için Alternatif’in (AfD), Birlik için “ölümcül bir tehlike” haline geleceğini söylüyor.
Muhafazakar birliğin, “sağdan parlamento dışı bir muhalefeti” önlemek için, Pegida ve AfD tarafından gündeme getirilen konuların arkasında olması gerekiyor. Friedrich, Pegida’yı savunmasını, “iş dünyası yönelimli” bir politika talebiyle birleştirmektedir. O, “mülkiyetin korunması” çağrısı yapıyor; asgari ücrete ve kira kontrollerine karşı çıkıyor.
Friedrich, Berlin’deki Tagesspiegel gazetesine, “Eğer yeni bir merkez-sağ parti kurulursa, bu Birlik için bir sorun olur.” diyen CDU iç politika uzmanı Wolfgang Bosbach’tan destek aldı. CDU’nun küçük ve orta büyüklükte şirketler kanadının önderi Hans Michel Bach, “Birlik, burjuva kampın bölünmemesini sağlamalıdır. Bu tür bir bölünme sadece siyasi sola yarayacaktır.” dedi.
Aşırı sağ ile yakın bağlantıları olan Saksonya’daki CDU, Pegida’nın taleplerini yerine getireceğini ilan etti. CDU’nun Saksonya Genel Sekreteri Michael Kretschmer, “Biz, bunların ne tür başarısızlıklar olduğunun samimi bir değerlendirmesini sağlamak istiyoruz.” dedi.
O, CDU’nun, daha hızlı sınır dışı edilmelerini sağlama almak için iltica başvurusu prosedürlerini hızlandırmaya çalışacağını açıkladı. Kretschmer, mültecilerin “entegrasyon yönünde” daha fazla “çaba harcaması” gerektiğini söyledi.
Bu yabancı düşmanı propaganda saldırısı, etkili ekonomist ve Münih merkezli Ifo Enstitüsü’nün Müdürü Hans Werner Sinn tarafından, Pazartesi günkü Frankfurter Allgemeine Zeitung’da belirginleştirildi. O, sinik bir rakam oyunu içinde, göçmenliğin Alman hükümetine maliyetinin, göçmenlerin topluma katkısından daha fazla olduğunu kanıtlamaya çalıştı. Ona göre, ihtiyaç duyulan şey, “göçmen politikası üzerine ideolojiden arınmış ve siyasi doğruluk arayışının yönlendirmediği [bir] tartışma”dır.
Sinn, tartışmanın merkezine, “düşük vasıflılar için bir mıknatıs” dediği refah devletinin parçalanmasını yerleştiriyor. O, “kapsama ilkesini, göçmenlerin refah devletinin yardımlarına erişimini kısıtlama”yı öneriyor. Sinn, bu amaçla, göçmenlerin altı ay içinde bir iş bulamamaları durumunda sınır dışı edilebileceği bir model önermektedir. Dahası, onların, ikametlerinin ilk dört yılında vergi indirimleri ya da çocuk parası gibi yardımları da almamaları gerekiyor.
Sinn tarafından formüle edilen program, yalnızca göçmenleri değil Almanya’daki tüm işçileri hedef almaktadır. Bu, göçmenleri, sınır dışı edilmekten kurtulmak için her koşul altında çalışmayı kabul etmeye zorlanan, hiçbir hakka sahip olmayan köleler haline getirecektir. Bu göçmen köleler ordusu, ardından, tüm işçilerin çalışma koşullarını paramparça etmek ve refah sağlama koşulunun altını daha fazla oymak için kullanılacaktır.
Friedrich’in, Bosbach’ın ve Sinn’in sözleri, Pegida’nın ne ile ilgilendiğini ortaya koymaktadır. Bu hareket, yaygın duyarlılıkların kendiliğinden bir ifadesi değil ama toplumun faşist döküntülerinin bilinçli bir seferberliğidir. İlk haftalık Pegida gösterileri, sadece medyadan büyük ilgi görmekle kalmamış; aynı zamanda parlamentoda temsil edilen tüm partilerin temsilcilerinin de desteğini almıştı.
Thüringen eyaletinin Sol Partili başbakanı Bodo Ramelow’dan CSU lideri Horst Seehofer’e kadar, onların hepsi protestocularla görüşme yönündeki siyasi isteklerinin işaretini verdiler. Gazeteler ve televizyon kanalları, Pegida’nın aşırı sağ koca karı ilaçlarını kustular.
Medya abartması ve sahnelenmiş gösteriler, şimdi, son derece gerici politikaları dayatmak için kullanılıyor. Bu, yalnızca Almanya’da ve Avrupa genelinde refah devletinin imha edilmesiyle sınırlı değil; aynı zamanda, Sinn’in talep ettiği gibi, Alman dış politikasının yeniden askerileştirilmesi ile ilişkilidir. Pegida’nın göçmen karşıtı tutumu, bir süredir, aşırı bir Amerikan karşıtlığıyla ve dünya meselelerinde Almanya için bağımsız bir rol talebiyle birleştirilmiş durumda.
Alman halkının büyük çoğunluğu, sürmekte olan medya propagandasına rağmen, Silahlı Kuvvetler’in (Bundeswehr) yurtdışı muharebe görevlerini reddetmektedir. Pegida kampanyası, toplumun sağcı, geri tabakalarını bu muhalefeti sindirmek için seferber etmeye yarıyor. Alman militarizminin dönüşüne, geçmişte olduğu gibi, milliyetçiliğin ve şovenizmin canlanması eşlik ediyor. Alman seçkinleri, Ukrayna’da faşist Svoboda ile birlikte çalıştıktan sonra, şimdi, içerideki hedeflerine ulaşmak için kahverengi çetelere [Nazilere] bel bağlıyor.
Halkın büyük çoğunluğu, AfD temsilcilerinin faşist Alman Ulusal Partisi’nin (NPD) çok sayıda görevlisiyle birlikte yürüdüğü bu aşırı sağcı yürüyüşlere karşı çıkmaktadır. Karşı gösteriler, düzenli olarak, Pegida’nın toplantılarından anlamlı bir şekilde çok daha fazla katılımcıyı çekiyor. Yılbaşından hemen önce, change.org web sitesi, “Çok-renkli bir Almanya için - Pegida’ya karşı bir milyon imza” başlıklı bir imza kampanyası başlatmıştı. Site, birkaç gün içinde 245.000’den fazla imza topladı.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|