DSWS : DSWS/TR : Haber ve Analiz
Yazıcıya hazırla
Trump karşıtı protestolar yayılırken Demokratlar muhalefeti zapt etmeye çabalıyorlar
Barry Grey
19 Kasım 2016
İngilizceden çeviri (17 Kasım 2016)
Yeni Trump yönetimine karşı protestolar, Çarşamba günü, ABD çapında yayılmaya devam etti. Milyonlarca göçmenin sınır dışı edilmesi planlarına ve Trump’ın faşist provokatör Stephen Bannon’ı baş siyasi danışmanı ve stratejisti olarak atamasına karşı yürüyüşler düzenleyen lise öğrencileri ve gençler, Trump karşıtı harekette öne geçmiş durumdalar.
Çarşamba günü, Florida eyaletindeki Miami-Dade County’de bulunan en az altı liseden ve iki üniversiteden öğrenciler, yaşadıkları yerlerin, yetkililerin göçmenlere yönelik sınır dışı talimatlarını yerine getirmeyi reddettikleri “sığınak kentler” ilan edilmesini talep etmek üzere yürüyüşler düzenlediler. San Diego’daki iki lisenin öğrencileri de sınıflardan çıkıp yürüyüş yaptı. Bu, hafta başında Washington DC’de, New York’ta, Seattle’da, Los Angeles’da, Denver’da ve başka kentlerde binlerce öğrencinin düzenlediği boykotların ve yürüyüşlerin ardından gerçekleşiyor.
Bu protestolar, ABD’de önemli bir siyasi hareketin gelişmesine işaret etmektedir. Tüm bir genç kuşak, Amerikan tarihindeki en sağcı hükümetin iktidara gelmesiyle radikalleşiyor.
Geçen hafta, 1 milyondan fazla oyla geçerli oyların çoğunluğunu elde edemeyen ama Seçmen Kurulu’nu garantiye alan Trump, göçmenlere karşı açtığı savaşı yeniden doğrulamış, Yüksek Mahkeme’deki boş koltukları kürtaj karşıtı yobazlarla doldurma sözü vermiş ve bakanlar kurulunu yasa ve düzen gericileriyle savaş kışkırtıcılarından oluşturacağını ortaya koymuş durumda.
Trump’a yönelik artan muhalefet karşısında, Demokratik Partili yetkililer, uyum ve “birlik” öğütlemeye devam ediyorlar. Yeni seçilen Senato Çoğunluk Önderi Charles Schumer, Çarşamba günü, Senato’daki Demokratların “Cumhuriyetçiler ile omuz omuza durmaya; üzerinde anlaştığımız konularda, kısa süre içinde Başkan olacak Trump ile birlikte çalışmaya hazır” olduklarını söyledi.
Çarşamba günü, Başkan Yardımcısı seçilen Mike Pence ile yaptığı toplantının ardından, gazetecilere, “her şeyin ilk günden emin ellerde olacağına inancını” anlatan Başkan Yardımcısı Joe Biden, yeni yönetime tam destek verdi. Biden, görevi almasının ardından Pence’e tavsiyelerde bulunmak için “7-24” ulaşılabilir olacağını belirtti.
Hillary Clinton, geçen haftaki uzlaşma konuşmasının ardından kamuoyu karşısına ilk çıkışında, Children’s Defense Fund’un [Çocukların Savunusu Fonu] bir konferansında, Trump’tan ya da ona yönelik kitlesel protestolardan hiç söz etmediği 20 dakikalık bir konuşma yaptı.
Aynı zamanda, Demokratik Parti önderliğinin bir kesimi, Demokratik Parti’nin paramparça olmuş inanılırlığını yeniden sağlama ve toplumsal muhalefetin büyümesini engelleme çabası içinde, Trump’a yönelik eleştirilerde bulunuyor. Tahmin edildiği gibi, bu çabanın başını, Vermont Senatörü Bernie Sanders ile Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren çekiyor.
Sanders, Demokratik Parti’nin köklü bir yeniden değerlendirme yapması çağrısında bulundu ve Çarşamba gecesi, George Washington Üniversitesi’nde, yeni Trump yönetimi üzerine, “önemli” diye ilan edilen bir konuşma yaptı. Bu konuşma, onun hafta sonunda yapmış olduğu uzlaşmacı açıklamaların ayrıntılandırılmış haliydi.
Sanders, Trump’ın kampanya sırasında ekonomik açıdan sıkıntılı işçilerin oylarını almak için yaptığı demagojik bir dizi vaadi sıraladı ve onun bunları yerine getirip getirmeyeceğinin çözümlenmemiş bir sorun olmaya devam ettiğini söyledi.
O, “Çözüme kavuşturulması gereken ilk şey, onun ikiyüzlü mü yoksa samimi mi olduğu ve bunu kısa süre içinde göreceğiz” dedi. Sanki yeni hükümetin işçi sınıfına yönelik saldırıları yoğunlaştıracağından kuşku varmış gibi!
Sanders, konuşmasını, “Verdiği sözler konusunda samimi olduğunu göstermesi durumunda, çok sayıda Demokratın Bay Trump ile çalışmaya hazır olacağını Capitol Hill’de göreceksiniz.” diyerek sürdürdü.
Warren ise Trump’a, Salı gününün tarihini taşıyan ve onu geçiş ekibini bankerlerle Wall Street’ten kişilerden oluşturduğu için eleştiren bir mektup gönderdi. Warren, mektubunda şunları yazıyor: “Amerikan halkı, kampanyanızdaki, zenginlerin ve güçlülerin çıkarları yerine çalışan ailelerinkileri gözeteceğinize ilişkin vaatlerinizde samimi olup olmadığınızı görmeyi bekliyor. Şimdi o vaatleri yerine getirme zamanı.”
Warren’in Wall Street’e yönelik içerlemesi seçicidir. O, yalnızca birkaç gün önce, Wall Street’in [başkanlık seçimleri] kampanya fonlarının büyük çoğunluğunu elde etmiş ve büyük bankalardan milyonlarca dolar konuşma ücretleri almış olan milyonlarca dolarlık servet sahibi bir aday olan Clinton için kampanya konuşmaları yapıyordu.
Ne Warren ne de Sanders, ülkenin dört bir yanında düzenlenen Trump karşıtı protestolardan söz etti.
Sanders’in ve Warren’in, sözde işçilerin refahını arttırmak için Trump yönetimi ile birlikte çalışma yönünde adımlar atmasının özünde, Trump’ın, sendika bürokrasisinin de dayanışma içinde olduğunu açıkça ilan ettiği ekonomik ulusalcılık ve savaş programı ile mutabakat bulunmaktadır. Bu, Amerikan işçilerini diğer ülkelerdeki işçiler ile yarıştırmayı ve onları “kendi” patronlarının arkasında hizaya sokmayı amaçlayan gerici bir politikadır.
Bu fos duruş, işçi sınıfını ve gençliği, bir Trump yönetiminden kaynaklanan büyük tehlikelerle karşı karşıya oldukları sırada siyasi olarak silahsızlandırmak; en önemlisi de toplumsal muhalefeti ve protestoları Demokratik Parti sınırları içinde sınırlamak için tasarlanmıştır.
İşçiler ve gençler, bir kez daha kandırılmamalı! Demokratik Parti ön seçimlerinde, Sanders, “milyarder sınıf”a karşı bir “siyasi devrim” çağrısında bulunduğu için milyonlarca işçinin ve gencin oyunu almıştı. WSWS’nin uyarmış olduğu gibi, Sanders, işçi sınıfını değil ama egemen sınıfın, gerileyen yaşam standartlarına ve artan ekonomik eşitsizliğe yönelik öfkeyi bağımsız bir siyasi ve kapitalizm karşıtı biçim edinmeyecek şekilde saptırmaya çalışan bir kesimini temsil ediyordu.
Sanders, Wall Street’in gözdesi Clinton’a destek vererek, işçi sınıfının geniş kesimleri içindeki düzen karşıtı duyguların sağın çekim alanına girmesini kesinleştirdi. Şimdi, Trump karşıtı muhalefet gelişirken, Sanders bir kez daha muhalefeti toparlamaya davet ediliyor.
Sanders, anlamlı bir biçimde, Senato’daki Demokratik Parti grubunun önderliğine terfi edilmiş durumda. Zaten önderlikte yer alan Warren ise onun eş başkanlığına yükseltildi. Demokrat Parti, daha fazla sağa kayarken bile, kendisine sol bir estetik ameliyatı yapmaya çalışıyor.
Wall Street ve ordu-istihbarat bloğunun bu partisini “sola itilebilir” ve işçi sınıfının çıkarlarına hizmet edebilir gibi sunmaya yönelik tüm girişimler hilelidir. Trump’ın seçilmesinin en temel ve önemli dersi, işçi sınıfının ve gençliğin Demokratik Parti ile ilişkilerini bütünüyle kesmesine ve her iki partinin de savunduğu kapitalist sisteme karşı bağımsız siyasi mücadele yolunu tutmasına ilişkin acil ihtiyaçtır.
Sayfanın başı
Okuyucularımız: DSWS yorumlarınızı bekliyor. Lütfen e-posta gönderin.
Telif Hakkı 1998-2017
Dünya Sosyalist Web Sitesi
Bütün hakları saklıdır
|